En Güzel Miyazaki Filmi
Miyazaki’nin hangi filmi en güzeli?
Rüzgarlı Vadi – Kaze no tani no Naushika (1984)
Gökteki Kale – Tenkû no shiro Rapyuta (1986)
Komşum Totoro – Tonari no Totoro (1988)
Küçük Cadı Kiki – Majo no takkyûbin (1989)
Kırmızı Kanatlar – Kurenai no buta (1992)
Prenses Mononoke – Mononoke-hime (1997)
Ruhların Kaçışı – Sen to Chihiro no kamikakushi (2001)
Yürüyen Şato – Hauru no ugoku shiro (2004)
Küçük Deniz Kızı Ponyo – Gake no ue no Ponyo (2008)
Rüzgar Yükseliyor – Kaze tachinu (2013)
Filmleri Tanımak İsterseniz 👇
Rüzgarlı Vadi – Kaze no tani no Naushika (1984)
Miyazaki’nin aynı isimli mangasından uyarlanmış olan bu film distopik bir gelecekte geçiyor. Dünya büyük bir savaş sonrasında ayakta kalmaya uğraşmaktadır. Doğa da kendisini bu yıkımdan korumak için önlemler almaya çalışır. Ancak dünyada çok az sayıda insan kalmıştır ve yaşamak için de büyük bir çaba gösterilmesi gerekmektedir. Rüzgarlı Vadi ise belki de doğayı yeniden yeşillere bırakabilecek sayılı yerlerden birisidir ve iyi şekilde korunması gerekir.
Gökteki Kale – Tenkû no shiro Rapyuta (1986)
1986 yılında Animage Büyük Ödülü alan yapım, Sheeta isimli genç bir kıza odaklanıyor. Elinde mavi değerli bir taş taşıyan Sheeta, bu yüzden devlet güçleri tarafından kaçılır. Uçan bir geminin içinde hapsedilen genç kızın buradan kurtulması için ise kendisine çok seveceği birisi yardımcı olacaktır.
Komşum Totoro – Tonari no Totoro (1988)
İkon haline gelmiş Totoro’yu içeren film sıcak anlatımı ile birlikte en çok sevilen Miyazaki filmleri arasında kendisine üst sıralarda yer buluyor. İki kız kardeş ve orman ruhları ile ilişkiyi anlatmaya odaklanan film çarpıcı görselliğiyle de ilgi çekmeyi başarıyor. İki kardeşler yeni taşındıkları kırsalda orman ruhları ile tanışırlar. Sonrasında ise fantastik bir yolculuğa çıkarlar.
Küçük Cadı Kiki – Majo no takkyûbin (1989)
En az Totoro kadar ikonik olan Kiki de Miyazaki’nin en sevilen yapımları arasında yer alıyor. Filmde küçük bir kız çocuğunun büyüleyici yolculuğuna tanık oluyorsunuz. Kiki on üç yaşındadır ve cadıdır. Bu ise kendisini diğer çocuklardan ayıran en büyük özelliğidir. Cadılık eğitimini tamamlaya çalışan Kiki’nin tam cadı olabilmesi için ise bir görevi yerine getirmesi gerekmektedir. Bu görev ise Kiki’nin özgürlüğüyle eş değerdir. Ancak Kiki yavaş yavaş cadı özelliklerini kaybetmeye başlar ve bu durumda da hayatını farklı bir yola sokmak zorunda kalır.
Kırmızı Kanatlar – Kurenai no buta (1992)
Çok başarılı bir pilot olmasına rağmen büyülü güçler tarafından domuza dönüştürülmüş olan Porco Rosso, 1920’lerin İtalya’sında efsanevi bir pilot olarak kabul edilir. Porco’nun tüm hayatı uçaklardan ibarettir. Domuz görünümünde olmasına rağmen karizmasından da hiçbir şey kaybetmemiştir. Kendisine ait bir adada genelde insanlardan uzakta yaşayan Porco, arkadaşı Gina’yı ziyaret ederek günlerini geçirmektedir. Fakat bir gün uçağını vuran bir pilotla karşılaşır ve adaya yeni gelen pilotla mücadelesi hiç kolay olmayacaktır.
Prenses Mononoke – Mononoke-hime (1997)
Japonya’nın yerel efsanelerinden ilhamla çekilen film Ashitaka’nın önderliğinde gerçekleşen savaşa odaklanıyor. Lanetlenmiş olan Ashitaka’nın bu lanetten kurtulması için verdiği öyküyü anlatan filmde çizimler ve müzikler yine ayrıca beğeni topluyor.
Ruhların Kaçışı – Sen to Chihiro no kamikakushi (2001)
Özellikle Miyazaki’nin Avrupa’da tanınmasını sağlayan film küçük bir kız olan Chihiro’nun ruhlar alemine yaptığı yolculuğa odaklanıyor. Büyülü ve hayaller dünyasına adım atan genç kızın buradan kurtulması hiç de kolay olmayacaktır.
Yürüyen Şato – Hauru no ugoku shiro (2004)
Aynı ismi taşıyan romandan uyarlanan filmde huysuz Howl ile Sophie’nin yollarının yürüyen bir şatoda kesişmesini anlatıyor. Görsel bir şölen olan film, Miyazaki’nin başyapıtları arasında yer alıyor.
Küçük Deniz Kızı Ponyo – Gake no ue no Ponyo (2008)
Japon balıklarının öyküsünü Ponyo isimli bir sevimli kız üzerinden anlatan Miyazaki, bu filmde de izleyici yine hayal dünyasının sınırlarını zorlayacak şekilde dolaştırıyor.
Rüzgar Yükseliyor – Kaze tachinu (2013)
Miyazaki’nin “en gerçekçi” filmi kabul edilen Rüzgar Yükseliyor, Japonya’nın 1900’lerin başından 1940’lı yıllara kadar olan öyküsünü Zero uçaklarının mühendisinin gözünden anlatıyor.