İkebana kelimesi yaşayan çiçek olarak Türkçe ‘ye çevrilebilir ve Japon çiçek düzenleme sanatıdır. Bu çiçek sanatındaki amaç çiçeğin doğadan alınıp farklı mekanlarda büyütülmesidir. Doğadan alınan çiçekler farklı boylarda büyütülürler. Çiçeğin büyütülmesini ve yaşatılmasında kullanılan bazı teknikler vardır. Bu sanatı asıl amacı maddiyatı ve maneviyatı dengeleyerek ruhunuzdaki sanatı ortaya çıkarmaktır.
Japon Çiçek Düzenleme Sanatı Nedir?
Japonlar hayatlarına anlam katabilmek için farklı sanat dallarına yönelirler. Yöneldikleri sanat dalları içerisinde çiçek dünyasına da el atan Japonlar İkebana sanatını oluşturmuşlardır. Bu sanatta amaç çiçekleri yaşatırken maneviyata dönmektir. Bu sanatı öğrenen kişiler iç dünyalarına dönerek eserler ortaya koymaya başlarlar. Japon çiçek düzenleme sanatı kişilerin meditasyon yapıyormuş gibi bir his verir. Kişiler bu sanat dalıyla uğraşırken manevi bir huzuru hissederler.
Japon çiçek düzenleme sanatı Hindistan’da ortaya çıksa da günümüzde Japonlar ile özdeşleşmiştir. 600’lü yıllarda Budizm’in etkisiyle Japonlar bu sanat dalı ilgi göstermeye başlamışlardır. Yıllardır bu sanat dalıyla uğraşan Japonlar farklı stiller ve ekoller benimsemişlerdir. Çiçekleri farklı şekillerde sunmaya başlayan Japonlar bu sanatı toplumun her kesimini sevdirmeyi başarmışlardır.
İkebana ’da Kullanılan 3 Dal
İkebana farklı stillerde uygulanabilir. Hangi Stilde uygulanırsa uygulansın bu çiçek düzenleme sanatının 3 ana öğretisi bulunmaktadır. Japon çiçek düzenleme sanatında 3 ana dal vardır. Bu dallar ve anlamları şöyle açıklanabilir:
- Şin: bu dal çiçek düzenleme sanatındaki en büyük daldır. Bu dal ile gökyüzü ve cennet simgelenir.
- So: So dalı insanı simgeler. Bu en kısa boylu daldır.
- Hikae: bu dal Şin dalından kısa ve So dalından uzundur. Bu dal ile toprak veya dünya simgelenir.
Nasıl Çiçekler Kullanılır?
Japon çiçek düzenleme sanatında Cennet insan ve toprak simgelenmeye çalışılır. Bu simgeleme sırasında hiyerarşik bir düzen vardır. Hiyerarşik düzenin en üstünde yer alan Cennet en uzun dal olarak belirlenir. Hiyerarşik düzeninin en altında ise insan bulunmaktadır. İçe dönüşü simgeleyen bu felsefede kullanılan çiçekler kuru veya susuzluktan soğumuş olan çiçeklerdir. Bu çiçeklerin kullanılmasındaki amaç mutluluğu ve Hüznü bir arada tatmaktır. Kurumuş ve solmuş çiçekleri yeniden yaşatmaya çalışan Japonlar iç dünyalarını dönmeyi amaçlarlar. Kurumuş çiçeklerin hayata dönmesiyle Japonlar hüsnün arkasındaki mutluluğu görebileceklerini düşünürler.
Çiçek Düzenleme Sanatı Nasıl Yapılır?
Japon çiçek düzenleme sanatı çiçekleri farklı mekanlarda büyütmeyi amaçlar. Çiçeklerin büyütülmesine ve yaşatılmasında bazı teknikler kullanılır. Kullanılan bu teknikler ile büyütülen çiçekler insan ruhunun bir sentezi olarak açıklanır. Japon çiçek düzenleme sanatında maddiyat ve maneviyat bir dengede tutunmaya çalışılır. Bu sanat dalı ile uğraşan kişiler beyinleri ve ruhları arasında bir sentez oluşturup bu sentezi tüm yaşamlarına yansıtmaya çalışırlar. Kurumuş ve solmuş çiçekleri hayata döndüren Japonlar hayata dönen çiçeklerle birlikte huzuru bulmayı amaçlarlar. Ayrıca bu sanat dalı ile insan ve doğa arasındaki bağını hiçbir zaman kopmaması amaçlanır.
Japon Çiçek Düzenleme Sanatında Kullanılan Stiller
Japon çiçek düzenleme sanatı İkebana dikey ve yatay olarak belirlenen iki stil üzerinden yürütülür. Dikey düzenleme sanatında 7 tane dal bulunur. Bu dallar tabiatı simgelemektedir. Dağlar ve ve vadiler gibi doğal güzellikler bu 7 dal ile simgelenir. Dikey düzenleme sanatı ilk zamanlarda din insanları tarafından uygulanıyordu.
Yatay düzenleme sanatı: yatay düzenleme sanatı insan Cennet ve dünya üçlemesini kullanmıyordu. Bunun yerine anne baba ve çocuk bu stilde sembolize ediliyordu.
Farklı sitelerde uygulanan Japon çiçek düzenleme sanatı doğanın güzelliklerini farklı tekniklerle kişilerin yaratıcılıkları ile birleştirmesini amaçlıyordu. Bu sanatı icra eden kişiler çiçeklere odaklandıkları için bir nevi meditasyon yapıyorlardı. Farklı kokulardaki çiçekleri kullanan kişiler bu çiçekler sayesinde terapi yapıyorlardı. Japon çiçek düzenleme sanat kişinin iç dünyasına dönmesini sağlayan bir sanat olması nedeniyle tüm dünya tarafından kabul görmüştür.